Bakan Yıldız Gürcistan'da
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Gürcistan Başbakan Yardımcısı ve Enerji Bakanı Kakha Kaladze ile Enerji Bakanlığında bir araya geldi.
Basına kapalı görüşmenin ardından gazetecilere açıklama yapan Yıldız, Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan Üçlü Zirvesi'nin son derece verimli geçtiğini, petrol ve doğal gaz kaynakları ile elektrik dağıtımı konusunda ülkelerin güçlerini birleştirdiklerini aktardı.
Gürcistan Başbakan Yardımcısı ve Enerji Bakanı Kaladze ile görüşmesine ilişkin de bilgi veren Yıldız, "Yeni projeleri konuştuk kendileriyle, Kura nehri üzerine kurulacak olan bir santral üzerinde. Hükümetlerarası bir anlaşma hazırlığı yapıyoruz. Önümüzdeki hafta büyük bir ihtimalle bitiririz" diye konuştu.
Sorular
Gürcistan Başbakan Yardımcısı ve Enerji Bakanı Kakha Kaladze ile bir araya geldiğini anımsatan Yıldız, görüşmede enerji sektöründe yapılanların ve yapılacakların değerlendirildiğini söyledi. Yıldız, Gürcistan'ın elektrik, doğal gaz ve petrol konusunda son derece önemli bir geçiş ülkesi olduğuna işaret etti. Gerek doğalgaz gerek petrolle ilgili iki ülkenin işbirliğinin devam edeceğini kaydeden Yıldız, geçen yıl aralık ayında Ahıska-Borçka Elektrik İletim Hattının açıldığını hatırlattı.
Türkiye'de üretilen elektriğin zaman zaman Gürcistan'a, Gürcistan'da üretilen elektriğin de zaman zaman Türkiye'ye ihracıyla ilgili konuların da görüşmede ele alındığını aktaran Yıldız, şöyle konuştu:
"Bu yıl içerisinde, rakamlar onu gösteriyor ki Gürcistan'dan olan ithalatımızı daha da azaltacağız. Her yıl, bundan dört yıl öncesine göre daha da azalan bir eğriyle beraber geliyoruz, zaman zaman onların ihtiyacı olduğunda biz veriyoruz. Yağış rejimleri, özellikle son haftalardaki yağışlar tabii ki enerji sektöründe faydalı rakamlar oluşturdu. Burada da bir kapasite boşluğu yok. O yüzden Gürcistan'dan bu yıl elektrik alımı son derece sınırlı olur diye düşünüyoruz."
Kura Nehri üzerine baraj
Yıldız, bu yılın mayıs ayında üretilen elektriğin ancak Gürcistan'ın ihtiyacını karşıladığını, artan bir kapasitenin söz konusu olmadığını belirterek, Mayıs ayı itibarıyla Türkiye'nin de ihtiyacı bulunmadığını ve ithalatın gerçekleşmediğini dile getirdi. "Temmuz, ağustos aylarında bakacağız ihtiyacımıza, eğer onların da arz fazlası varsa onu da değerlendireceğiz. Her iki ülke de bir hareket, fleksibilite kolaylığı sağlıyor" diyen Yıldız, ihtiyacı olan ülkenin havuzdan ihtiyacını karşıladığını anlattı.
Türkiye'nin Gürcistan'dan yaklaşık 1,5 milyar kilovat saatlik elektrik alacağını olduğunu, bu alacağın parasal karşılık alarak değil uygun zamanlarda elektrik olarak tahsil edilmek istendiğini söyleyen Yıldız, Azerbaycan ve Arnavutluk'tan da benzer alacaklar olduğunu, iki ülkeyle de geriye dönük hesaplarda mutabakat arandığını ve hak kaybı olmasın diye alımın ayni olarak gerçekleştirileceğini anlattı.
Kura Nehri'nin üzerine kurulması planlanan yeni santralle ilgili ayrıntıların sorulması üzerine Yıldız, nehrin suyunun Çoruh Nehri'ne aktarılmasına yönelik projenin durdurulduğunu, bundan oluşabilecek muhtemel gelir kaybını karşılamak üzere en az yüzde 75-80'ine Türkiye hissedarı olmak üzere Kura Nehri üzerinde ve sınırda bir ortak baraj yapılmasının planlandığını bildirdi. Gürcistan'dan gelecek yetkililerle gelecek hafta Ankara'da bir araya gelineceğini aktaran Yıldız, hükümetlerarası anlaşmanın altyapısının tamamlanmasını beklediklerini kaydetti.
Kuzey Irak petrolünün satışı
Bir gazetecinin "Kuzey Irak'tan gelen petrolün satışına başlandı mı, buna ilişkin haberler var" sorusunu yanıtlarken de Yıldız, "Kuzey Irak'tan gelen ham petrol şu anda sevk edilmiş durumda değil" dedi.
Basına "sevk edildi, satıldı" şeklinde haberlerin yansıdığını dile getiren Yıldız, şunları söyledi:
"Şu anda 2,2 milyon varil civarına çıktı. Her gün düzenli akışlar başladı. 100 bin variller civarında ham petrol geliyor. Merkezi Irak hükümeti, Bağdat'ın da 100 bin varile kadar biliyorsunuz Kuzey Irak ile görüştüğü bir konu vardı. Şu anda, zannediyorum 3-4 gün içerisinde, tanklarda ayırdığımız miktar dolmuş olacak. Hep beraber gelişmeleri izliyoruz. Tekrar tekrar söylüyorum, bu petrol Irak'ın petrolü. Satışını yapacak olan Iraklılar, uluslararası piyasaya sunacak olan da Iraklı kardeşlerimiz. Satacakları zaman biz de sevkiyatı yaparız."
Satış gerçekleşmezse ne olacağının sorulması üzerine de Yıldız, Kuzey Irak için 2,5 milyon varillik bir kapasite ayrıldığını, depoların daha da alabileceğini, Bağdat'tan gelen petrolün hesabının da ayrı tutulduğunu belirtti. Yıldız, "Başından beri söylediğimiz, söz verdiğimiz şekilde, onların miktarları paralandırmaları, banka hesapları ayrı hesaplarda tutulmuş olacak ki aralarında tartışmalı bir durum çıkmasın" dedi.
Yıldız, Kuzey Irak'tan gelen petrolün sevkinin yapılmasının Irak'taki merkezi yönetim ile Türkiye arasında bir soruna yol açıp açmayacağına ilişkin soru üzerine de şunları kaydetti:
"Merkezi Irak hükümeti Petrol Bakanı Sayın Luaibi geldiğinde, 100 bin varile kadar onların sevkiyatıyla alakalı bir imtiyaz verdiklerini söylemişti. Bunu basına da açıkladı, kamuoyuyla da paylaştı. O bilgiye istinaden, biz satış yaparlarsa, sevkiyatını yaparız. Şu ana kadar gelenin ortalaması zaten 100 bin varilin altında."
Türkiye'nin satış sırasında aracı konumunda olup olmayacağına ilişkin soruya karşılık da Yıldız, Türkiye'nin "Üretilirse, iletiriz" dediğine işaret ederek, "Onlar ürettiği kadar biz iletmek zorundayız. Çünkü 15 yıllık anlaşmamız var, o anlaşmaya da biz tabii ki sadığız. Gelirse biz, onların dünya pazarlarına sunulmasına yardımcı oluruz" ifadesini kullandı.
"TÜPRAŞ ihtiyacı olduğunda Kuzey Irak'tan ham petrol alabilir"
Merkezi yönetim ile Kuzey Irak yönetimi arasındaki ilişkinin normalleşmesi gerektiğine vurgu yapan Yıldız, "Ham petrol satılmadan, gelirleri artmadan da Irak'taki durumlar normalleşmez. O yüzden biz Irak'ın normalleşmesi için çaba, gayret gösteriyoruz. İnşallah bu zamanla anlaşılacaktır" dedi.
"Merkezi yönetime vereceğiniz garanti, bu petrolün müşterisi olmamak mıdır" sorusu üzerine ise Yıldız, Türkiye'de ham petrolün rafine edilmek üzere TÜPRAŞ tarafından alınabileceğini, yapılan görüşmelerde TÜPRAŞ'ın şu an böyle bir ihtiyacı olmadığının söylendiğini aktardı. Yıldız, "Dolayısıyla dünya pazarlarına sunulacak. Bu, TÜPRAŞ'ın yarın bir gün ihtiyacı olmayacağı anlamına gelmez. İhtiyacı olabilir, o zaman da alabilir" değerlendirmesinde bulundu.
Yıldız, TPAO'nun Irak'taki faaliyetlerinde bir değişiklik olup olmayacağına yönelik soruyu yanıtlarken, değişiklik olmayacağını, faaliyetlerin devam ettiğini söyledi. Merkezi Irak yönetimiyle ilişkilerin gayet iyi seviyede olduğuna dikkati çeken Yıldız, Türkiye'nin Merkezi Irak hükümetinin büyük müşterilerinden biri olduğunun altını çizdi.
"Kuzey Irak'taki petrol boru hatlarının özelleştirilmesi söz konusu olursa Türkiye bununla ilgilenir mi" sorusuna Yıldız, "Türkiye şu anda bu konuyla ilgileniyor. Biz ham petrol ve doğal gaz tedarikiyle alakalı birçok ülkede faaliyet gösteriyoruz. Bunlardan biri de Irak'tır, Kuzey Irak'tır. Sayın Aliyev'le de Sayın Cumhurbaşkanımıza refakatle yapılan toplantıda yine benzer konular oldu. Bunları önümüzdeki süreçte yine paylaşacağız" yanıtını verdi.
"Irak geliri kadar normalleşir"
Sevkiyat olması halinde Merkezi Irak yönetiminin Türkiye'nin aldığı petrolü azaltmasının söz konusu olup olmayacağına ilişkin soru üzerine de Yıldız, "Biz onu hibe yoluyla almıyoruz. Ticaret yoluyla alıyoruz, parasını veriyoruz. O yüzden Irak'ın menfaatleri, Türkiye'nin menfaatleri, o ticareti devam ettirmek olacaktır. Bir risk görmüyorum" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin Irak'taki kavganın tarafı olmadığını, sorunun da Türkiye üzerinden çözülmesini istemediklerini dile getiren Yıldız, kapasitenin Irak'tan bir milyon varillik petrol gelmesi için uygun olduğunu ancak Irak'ın bunu yapamadığını ve bu rakamın yüzbin varillere indiğini söyledi. Yıldız, Irak'ın sattığı kadar, geliri kadar normalleşeceğine ve gelişeceğine dikkati çekti. Kuzey Irak ve Merkezi yönetim arasındaki sorunun Türkiye'ye sirayet etmesinin de mümkün olabileceğini ancak Türkiye'nin yanlış bir noktada durduğunu düşünmediklerini kaydeden Yıldız, ABD'nin de bu çözümsüzlüğün zarar getireceğini bildiğini ifade etti.
"Ruslar, Türkiye'nin doğal gaz eksikliğine düşmesini istemez"
Rusya'nın, Ukrayna borcunu 7 Mayıs'a (bugün) kadar ödemezse doğal gazı keseceğini söylediğinin hatırlatılması ve böyle bir durumdan Türkiye'nin nasıl etkileneceğinin sorulması üzerine Yıldız, şunları kaydetti:
"Tabii ki Ukrayna ile ilgili bir kriz olursa Türkiye bundan etkilenir ama bizim öngörümüz etkilenmeyeceğimiz tarzındadır. Niçin? Özellikle IMF'nin Ukrayna'ya yeni bir açılımda bulunduğunu ve orayı kredilendireceği söylendi. AB üyesi ülkeler de yaptığı toplantıda buna kayıtsız kalmayacaklarını söylediler. Rusya'nın da istediği Ukrayna'dan alacağı doğal gaz alacaklarının, paranın ödenmesi. O yüzden belki de AB bu manada bir girişimde bulunacaktır önümüzdeki günlerde."
Rusya'nın Ukrayna'ya olası bir yaptırımın Ukrayna'ya değil Türkiye'ye karşı olacağını düşündüklerini ve Rusya'nın böyle bir duruma karşı tedbir almasını beklediklerini ifade eden Yıldız, Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkilerin kurumsal tarihinin bu tür hatalar yaptırmayacağını, Rusların, Türkiye'nin olası bir doğal gaz eksikliğine düşmesini istemeyeceğini söyledi. Yıldız, "Biz doğal gaza karşılık 11 milyar dolar para ödüyoruz yaklaşık, onlar paranın azalmasını biz doğal gazın azalmasını istemeyiz" dedi.
"Kurulu güce 8-10 ülke kadar güç eklemiş olduk."
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, Türkiye'nin kurulu gücündeki büyümeye ilişkin veriyi de basın mensuplarıyla paylaştı.
Kurulu güçteki büyümenin devam ettiğini kaydeden Yıldız, şöyle devam etti:
"Biliyorsunuz geçen yıl tarihinin en önemli rakamlarına ulaşmıştı. 2013 yılında 7 bin megavat civarında kurulu güç kapasitesi eklenmişti Türkiye'ye. Bu 7 bin megavat içinde bulunduğumuz ülkenin iki katı kadar bir gücü yüklemek. 2013 yılında çevresindeki en az 8-10 tane ülke kadar güç eklenmiş oldu. Ocak ayından bu yana bin 165 megavat daha eklendi buna. Ve gücümüz 66 bin megavatlara yaklaştı. Bizim son bir yıldaki artışımız kurulu güçte yüzde 13'ler civarında, nisan ayından nisan ayına. Nisan 2013'ten Nisan 2014'e kadar olan kurulu güç artışının oranı yüzde 13'ler civarında. Bu, Türkiye ekonomisinin büyüme rakamlarından da daha yukarıdadır. Bunun böyle olması da son derece normal. Biz refah seviyesi arttıkça daha çok enerji üreteceğimize inanıyoruz."